FARUK ŠEHIĆ BİYOGRAFİ

1970 yılında Bihaç’ta doğdu. 1992’de savaşın patlak vermesine kadar Zagreb’de Veterinerlik okudu. Ancak, o zamanlar 22 yaşında bir gönüllü olarak, teğmen olarak 130 kişilik bir birliğe liderlik ettiği Bosna-Hersek Ordusu’na katıldı. Savaştan sonra edebiyat okudu ve 1998’den beri kendi edebi eserlerini yayınlıyor. İlk romanı Knjiga o Uni (2011; çev: Una Sessiz Akıyor) 2011 yılında Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ ve Hırvatistan’da yayınlanan en iyi roman için Meša Selimović ödülüne ve 2013 Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. İtalyanca ve Boşnakça dillerinde seçilmiş şiirlerden oluşan Ritorno alla natura (Povratak prirodi) kitabı için XXXI Premio Letterario Camaiore – Francesco Belluomini 2019 (Premio Internazionale) ödülünü aldı. Eserleri İngilizce, Türkçe, Slovence, Macarca, İtalyanca, Lehçe, Almanca, Bulgarca, Fransızca, İspanyolca, Felemenkçe, Arap, Rumence ve Makedonca’ya çevrildi. Saygın siyasi dergi BH Dani‘de köşe yazarı ve gazeteci olarak çalışmaktadır. Saraybosna’da yaşıyor.

Kara Tavuk

Tsazin’deki en ağır bombardımanların olduğu dönemdi. Vakti zamanının YHO uçakları hararetli çatıların te- pesinde dolanıyor, sivil ve ender rastlanan asker mermilerinin üzerlerine yüklerini gayret içinde boşaltıyordu. Şehir yeşile çalan muazzam bir bütünlük oluşturuyordu, bu belki de havadan, sokaklarında-alacalarında insanların eğilerek yürüdüğü bir İran halısının canlı arabesk bir yapıya bürünmüş hâli gibi gözüküyordur. Ve o insanların bakışları nadiren gökyüzünü nişan alırdı, zira yukarıda katî bir ölümün metalden yapılmış habercilerinden başka hiçbir şey yoktu.

K und K1 katilleri, krmaçe2 hava bombaları, parça tesirli bombalar; Tanrı krallığından öngörülemez zaman aralıklarıyla döküldüler. Her insan birer Nostradamus veya Thebaili Teiresias3 idi. Her biri diğerleri hakkında bir kehanette bulundu, lakin kimse kendine yardım edemedi. Krmaçelerin ağırlıkları 500 kiloya kadar çıkabiliyordu. Çoğu zaman hedefi – mühimmata ve havan topuna adanmış endüstrinin bulunduğu demir fabrikası – şaşırdıklarında, civardaki su birikintilerinde yassı kraterler oluştururlardı. İki katlı sağlam bir evi tutabilecek kadar derin olan bu devasa çemberleri yağmur doldurur ve ya-

  1. K und K: (Almanca: Kaiserlich und Königlich) – İmparatorluk ve Kraliyet anlamına gelen kısaltma. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminden itibaren kullanıldığı tahmin edilmektedir.
  2. Krmaçe: Yugoslavya Halk Ordusu tarafından kullanılmış olan bir tür uçak bombası
  3. Thebaili Teiresias: Yunan mitolojisinde bir kâhindir.

pay bir göle, içinde hiçbir canlı barınmayan çayırın çamurlu gözüne dönüştürüyor. Müstakil villaya bir bomba düşer düşmez bitişiğindeki evden anatomik bir kusursuzlukla onu ayırdı. Diğer evin altında sarsılmaz duran Alf Kafe çalışıyordu, sarhoş bir yel değirmeni kadar yalnızdı.

Uçak yüklerinden kurtulduğu zaman, rejisörün bize gün ışığı göstermeye henüz karar vermediği bilim kurgu korku filmlerindeki görünmez canavarın iniltilerine benzeyen bir ses çıkarır. Parça tesirli bomba ise farklı bir ses çıkarır; o, göğün fermuarlarının açılışının, binlerce bombadan oluşan bir kümenin aşağı düştüğü sezaryen doğumun sonu gelmeyen melodisidir. Bunlardan bir kısmı çabucak aktive olur, geriye kalanlar ise pimleri çekilerek çocuklara ve meraklı yetişkin insanlara bomba sürprizi yaparlar. Psikolojik savaşa aşina olanlar henüz aramızda boy göstermediler. Askılı fanilası ve altındaki sosyalist göbeğiyle yaşlıca bir emekli, sabahleyin yaz mutfağındaki fırının ateşini yakmış ve paket kümesi sebebiyle doğrudan göğe yükselmişti.

Azra’nın evinin önünde, bitişiğindeki bahçede hattan yeni gelmiş olan komşu bir oyuncak bulmuş ve fitili çekmişti. İki adet yuvarlak mermi parçası odasındaki turuncu perdeleri delip geçerek hoş alacakaranlığın yeni beliren güneş ışığının aydınlattığı kanepenin yumuşak yüzeyine isabet etmişti. Ölümün şartları oldukça sefil ve nahif gözüküyordu, kendi potansiyel enerjinden mahrum, yalnızca çocuklara cam bilyeler yerine sunulabileceklerdi.

Azra’nın anne-babası evin arkasındaki tahta tavuk kümesinde ona yakın tavuk tutuyordu. İnsan açlığı sebebiyle sayıları azalıyordu ve nihayetinde geriye iki adet dekoratif tavuk kaldı, tamamıyla siyah. Bir taşkömürü maden ocağının dibi kadar siyah. Hatta gagaları ve ayakları dahi bu denli siyahtı. Kısa bir süre sonra bir tanesi, savaş buhranına yenik düştü, sinirleri ve kalbi kaldırmadı ve tavuklar için daha iyi bir dünyaya göçtü. Bir tavuk kaldı, arkadaşsız, sevdalinkalardaki4 gibi bahtsız sonla birlikte hasta düştü. Azra’nın annesi ve babası onu eve taşıdılar, ellerindeki en iyi yemekle beslediler, Andol ve Plivadon5 ufaladılar, ona hep beraber mısır lapası verdiler. Tüylü canlılardan her daim nefret etmişimdir, çünkü küçüklüğümde bir horoz ar- kamdan yaklaşarak boynuma atlamıştı.

Kara tavuk; kobalt vazoların ve süs tabaklarının, antenin hani şu radyal algılayıcıları olan televizyon tacı – süslediği büyük vitrine bakarken koyu göz kapaklarını kırpıştırdı. Hoş bir aile evinin kusursuz evreni. Azra’nın anne ve babasının –  iyi, orta  yaşlı  insanların  –  itinası bana oldukça yabancı geliyor ve garipsiyordum, zira bana dışarda evren ve diğer tüm paralel dünyalar büsbütün yanıyormuş gibi geliyordu. Onları bundan dolayı da biraz hor gördüm. Çocuk ruhlu bir vatanseverlikle yanıp tutuşuyordum, kendi savaş özverimle onları savaş gerçekliklerine dair etkileyebileceğimi naçizane düşünmüştüm. Binlerce ölü ve yaralı yerine çirkin bir tavuk için endişeliydiler. Ateşini ölçüyorlar, çay yapıyorlar, onu âdeta ailenin bir ferdi gibi salonda tutuyorlar. Saf bir medenîbiçimsel delilik.

***

Kara tavuk öldü, onu anımsayabilmek için

On sene sonra, anladım onu neden iyileştirdiklerini Ölü yüzlerle dolu anılarımın sayfalarını karıştırıyorum

Kelimelerle tasvir etmeye çabalıyorum insan sıcaklığı sahasını

Yaşamının kırk dört ayı boyunca baskı altında var olmuş

  • Boşnakça aşk şarkılarıdır. Türkçe “sevda” kelimesinden türemiştir.
  • Andol, plivadon: Ağrı kesici isimleri.

Kelimeleri kandan, dili bıçaktan olsun diye arzular- dan kurtulmuş

Tek bir savaş zerreciği bulmuş Kırılmaz insan narinliğinden.